Belkide ilk defa kar yağınca basamadım üstüne. O yüzden daha güzle geldi bana. Hani şu TV dizilerinde çokça telaffuz edilen hayatımızda tertemiz, bembeyaz sayfayı bütün İstanbul halkı olarak açtık bu kez. Beceriksiz senaristler en fazla iki kişiye açtırabiliyor. Bu arada onlarada gün doğdu. Para harcayıp Uludağ ve Kartepe yollarına düşmeden herhangi bahçede bol kartoplu sahneler çekerler. Hava tahmin raporuna güvenmeyip gidenler maddi manevi kayıpta.
İşte açılan bembeyaz sayfalar;
Buzlanma nedeniyle bir geçenin birde geçmeyenin pişman olduğu Köroğlu köprüsü;
Yazın bizlere kışın karlara hizmet veren banklar;
Bu arabalar trafiği özleyen boynu bükükler;
Belkide yaramazlıklarından şikayet ettiği için çocuğa hasret kalan park ve banklar;
Kendi kayak tesislerini kendileri kuran yurdum cefakar çocukları;
Bunlar en sevdiklerim kardan ağaçlar;
Bu mu? Kriz yok diye bağıran yetkililere inat krizi bariz bir şekilde yaşayan kardan amca;
Kaşkol, bere süpürgesi alınmış, düğmeleri dikilmemiş bir kuru havuca mahkum. Tamam her çocuk annesinden Constantin Brancusi olarak doğmaz ama bununda tipi oldukça kaymış. Bulmuşsunuz böyle bol karı yapın adam akıllı bir kardan adam. Aklıma takıldı neden hep kardan adam yapılırda kardan kadın yapılmaz?