Akşam üstü özel olarak bizim için hazırlanmış yapay doğamızda bir gezinti yaparak national geographic ruhu yakalamak istedik ama, özenle dizilmiş taşlı yollardan çıkıp ağaçların arasına girdiğimizde her an böcekler saldıracakmış kuruntusu yapmaktan psikolojik olarak kaşınmaya başlayınca o yazı dizilerini sadece okumaya devam etmemiz gerektiğine karar vermiş bulunuyoruz.. Çocukken ağaçlara nasıl tırmanıyordum acaba, şimdi en ufak böceği uzaktan gördüğü an kaşınmaya başlayan ben..
Her ne kadar klişe objeler olsalar da, bol bol yalnız ve kırılmış sokak lambası ve bank bulduk gezerken..
Bir de objektiflerden deli gibi kaçan bir sokak kedisi..! Kaçıp kaçıp ağaçlara tırmanıyordu sonra da annesiyle acı acı miyavlaşıyorlardı. Muhtemelen annesi "yavrum in ordan düşüceksin bir şey yok ablalar fotoğrafını çekicek korkmasana" diye açıklama yapıyordu ama sözünü dinletemedi kesinlikle.
Yaz bu öldürücü sıcaklarla beraber bitiyor sarmaşıkların yaprakları artık daha kalın daha sert ve ölmek üzereler...
Çiçekler de artık daha solgun ve cansız, ama hala tomurcuk halinde olanlar var..
Bu ağaçların arasında bir de küçük bir domates bostanı bulduk ama çok bakımsız bir haldeydi.
No comments:
Post a Comment